

Ziraat Teknikeri Tahir ZAN
SAMANDAĞ’DA TEKNİK ARICILIK KURSU AÇILDI
Samandağ Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü ile İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü işbirliği kapsamında "TEKNİK ARICILIK" kursu 14.11.2015 tarihinde Samandağ Atatürk Ortaokulunda başladı.
Bölgemiz arıcılığının geliştirilmesi amacıyla, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Ziraat Teknikeri Tahir ZAN tarafından verilen teknik arıcılık kursuna üreticiler ve yöre halkı insanları merakla büyük ilgi göstermektedir.
ZAN, teknik arıcılığın; arıları doğru yönde, uygun zamanda ve yerde kullanabilme ve yönetebilme sanatı olduğunu, arı kolonisi ile teknik arıcılık faaliyetleri bazında toplam 80 saatlik eğitim sonrası başarılı olan kursiyerlere "Arıcılık Sertifikası" verileceğini belirtti.
Ziraat Teknikeri Tahir ZAN yaptığı açıklamada, ülkemizde ve dünyamızda yaşanan arıcılıktaki gelişmeleri sürekli takip ettiğini, tüm canlıların rahmet elçileri olarak bilinen arıların yapmakta olduğu sır ve gizemli hizmetlerini olağanüstü gördüğünü,
Yaşamın önemi ve ehemmiyetinin temelinde, doğal denge ve çevremizin geleceği için vazgeçilmez arılara dolayısıyla arıcılığa ihtiyaç duyulduğunu,
Karşılıksız hizmet ve katkılara dayalı arıların tozlaşma yani polinasyonu tek başına sağlaması nedeniyle, bitkilerin sürekliliğinin arıların varlığına bağlı olduğundan,
Neticede; Arıların yaşam düzeninin esası, insan-bitki-hayvan ilişkisi üzerinde mucizevi olarak sergilediği örnek davranışı gerçekleştirmesine yönelik sevgi, birlik, beraberlik, kardeşlik, dostluk, paylaşma ve yardımlaşma karşılıksız hizmet ve katkılarla örtüştüğünü belirtti.
Ziraat Teknikeri Tahir Zan şunları ifade etti: Mukaddes bal arılarının yaşama olanaklarının bir şekilde tahrip edilmesi neticesinde, sorunlu/problemli yaşama yerlerini terk ettiği günleri naklen izliyoruz.
Arıların yaşamadığı yerde hayatın asla olmayacağı gerçeğinin temeline dayalı gelecek kaygısını öngördüğümden,
“YÜCE ALLAH”ın emriyle, arılar tarafından üretilen balın ve diğer arı ürünlerinin, tüm canlılar ve insanlar için şifasının olumlu etkilerinin asırlardır her çağda gözlemlendiğinin herkesçe bilindiğini, bilinmesi gerekiyor.
Arıların akıl almaz bir beyin gelişimi ve sıra dışı becerileriyle, bilinen 35 km. çaplı satıh üzerindeki bitki örtüsüne haiz yaşam alanını incelemek suretiyle, bitkilerin dal, filiz, yaprak ve çiçeklerini tek tek ziyaret ederek, topladıkları polen, bitki özsuyu, nektar, propolis ve suyu kovana taşıyıp getirerek,
Kimyasal, biyolojik ve metabolojik yapıları sayesinde, parçalama-ayrıştırma-işleme ünitesinin karın bölgesindeki uzaydan görünebilen segmentler arasında aynı anda ve farklı amaçlarla çalışan ve sır gibi görünmeyen sayısız fabrikalarda gerçekleştiğini,
Akıl almaz biçimde henüz 5 günlük iken balmumu, 6 günlük iken başının üzerinden çıkardıkları salgı ve enzimlerle arı sütü üretmeye başladıklarını,
Neden, hiç kimse tarafından asla görünmeyen ancak kokuları algılanan enzim, uçucu yağ, tat ve lezzet gizemini nasıl ve ne şekilde absorbe ettiğini anlayamaz ve asla bilemezsiniz.
Çünkü; “YÜCE ALLAH”ın ilhamıyla hareket eden mukaddes bal arılarının yaptığı bütün işlevler sır ve gizemlidir.
Arıların gizemli vücut yapılarından esinlenerek, sıra dışı araç gereç üretimi yapıldığını çok iyi biliyorum.
Ülkemizde ekolojik şartlara haiz elverişli iklim faktörleri sayesinde olası teknik arıcılık bilgi, tecrübe, deneyim ve kabiliyet ister. Sevgi, şefkat ve hoşgörü gerektirir.
Gizemli bal arılarını bir şekilde strese sokma, panikletme, aç bırakma, gelecek kaygısı yaşatma, ortamı,/yaşam alanını bozma hakkımız yoktur.
İlkbahar ve sonbahar bakım beslemesi adı altında vb. neden polen ve arıların ürettiği kendi balı yerine, mecbur bırakarak bir şekilde arılara şurup, şerbet, kek vb. katkı maddeleri kesinlikle verilemez. Arıların metabolizması açısından haram ve günahtır. Zaten arıların bu yüzden sönmekte hatta kendi balını çerçevede bırakarak bir daha dönmemek üzere Allahaısmarladık bile demeden terk edip gittiklerinden bunda bir ders vardır.
Unutmayalım ki arıların yaşadığı yerlerde verim, kalite, huzur, sükûnet, barış ve de hayat vardır. Arıların terk ettiği yerler yaşanılmaz olmaya mahkumdur. Dahası yaşam sona erecek/çölleşecek/sona ermiş olacaktır.
Dünyamızda yaşayan bütün canlılara, insanlığa olumlu ve faydalı katkı sağlaması dileğiyle,
Bilgi ve takdirlerinize en derin sevgi ve saygılarımla arz ederim. 21.11.2015
Tahir ZAN
Ziraat Teknikeri