
Tahir ZAN - Ziraat Teknikeri
KÜRESEL ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Doğayla birlikte yaşama kültürü zarar gördüğünden, insanlar kendi soyunu tüketmek için yeterince potansiyel oluşturdu.
Vahşi doğa biyo-kimyasal etkiye karşı boğuşurken, küresel sorun haline gelen doğal kaynakların tükenmesini ve çevre sorununu görmezlikten gelemeyiz.
Atmosferik olayları, ağlamaklı hayvanları, muzdarip bitkileri, kirleticileri barındıran çevreyi kendi sorunumuz gibi görmek, algılamak ve sahiplenmek zorundayız.
Geleceği, yeryüzünü ve yaşamı tehdit eden çevre sorunlarının küresel nitelik kazanması, sorumluluk arayışını ve çözüm mantığını değiştirecektir.
Doğa sınırsız kaynak gibi görülerek, hor kullanılması sonucu çevresel bozulmalar başladığından, doğa kendini koruyamıyor.
İnsanoğlu ekolojik açıdan çevrenin olumsuz yanıtıyla karşılaştığından, çevre kirliliğinin önlenmesi ile kontrol altına alınması için uluslararası düzeyde çözüm tasarlanmalı ve etkili işbirliği mekanizması geliştirilmelidir.
Küresel anlamda çevrenin bilerek kirletilmesi konusundaki hassasiyet ve yaklaşımlar ile kirlilik kaynaklarını oluşturan unsurların hareketliliğine dikkat çekmek istedim.
Dünyada ekolojik denge bozulduğundan, tarım, yerleşim ve sanayileşmenin getirdiği sorunlara bağlı riskli atıklar, ekonomik, teknik, hukuki yönden ele alınarak, gizli dikey analizlerle bilimsel araştırma yol haritası çizilmelidir.
Denizlerde yaşayan bitki ve hayvanların can güvenliği kalmadığından, ekosistemin açığa çıkardığı, dersine iyi çalışmış hatırı sayılır deniz salyaların, haklı nedenle çoğalan müsilaj salgınına karşı, saklı yatay analizlerle teknolojik çalışmalar yapılmalıdır.
Günümüzde entegre olmayan endüstriyel gelişimin, çevre kirliliğin, iklim değişikliğin, yakılan ormanların, tahrip edilmiş çayır ve meraların, kuruyan su kaynakların, çarpık şehirleşmenin, hızlı nüfus artışının, yerleşim yoğunluğunun, salınan ölümcül zehirli atıkların, kalıntı içeren ürünlerin, plansız tarımın, bilinçsiz üreticilerin, masum olmayan tüketicilerin önüne geçilemiyor.
Temiz ve yaşanılabilir bir çevre için, doğa, çevre, orman, ekolojik alanlar, kapalı havzalar, su kaynakları, jeoparklar ile tarımın kaderini belirleyen bal arıları korunmalıdır.
Küreselleşme insanlara yeni fırsatlar sunarken, oluşum nedenleri belli olan küresel kirlilik sorunu ortaya çıktığından, karasal atıklar önlenemiyor ve kontrol altına alınamıyor.
Görsel efektler ve atıklar denize dökülmeden arıtılması gerekirken, atık yönetim planı uygulanmadan, yaşanan ekolojik yıkım ve biyolojik felaket naklen izleniyor.
Yerküre biyolojik saldırıya uğradığından, hiç kimse çevrenin doğal varlıklarını yok etme ve zarara uğratma hakkına sahip değildir.
Sanayileşmenin yaygınlaşmasıyla, gelişmiş ülkeler kirli endüstrilerini az gelişmiş ülkelere taşıdığından, çevre kirliliğindeki payı yüksektir.
İnsan doğa dengesi, insan lehinde bozularak, doğaya hükmetme imkanı verdiğinden, insan kaynaklı baskı, eylem ve yanlış faaliyetler sonucu, tabiatın cömertliği sona erecek ve geri dönüşümü acımasız olacaktır.
Gelinen noktaya baktığımda, Çevre bilinci olmadığından, yerde ve havadaki kirlilikten, arısız tarımdan, düzensiz yerleşimden daha çok çekeceğimiz var.
Spoiler analizim, Ekosistemle pazarlık olmaz. Doğa kendi ekolojik dengesini sağlamak için, insanların felaketler yaşamasına ve acılar çekmesine aldırmaz.
Network analizim, Dünyada bilinçsiz aktivitelerle atmosferin yapısını olumsuz etkileyecek, sorumsuz yaşama biçimini tercih eden insanlar var.
Neticede: Yerküreyi anlamak için sürdürülebilir kalkınma mı, yoksa çevre mi jeomorfolojik soruyu gözlem ve bilimle inceleyip, canlıların yaşam alanlarını barındıran tabiatla iyi geçinmek zorundayız.
Sonuç: Küresel kriz ve çevre kirliliğine bağlı, canlı ve cansız varlıklar zarar görecek kadar etkilendi. Kıtalararası sorun haline gelen ekosistemin doğuracağı sonuçlar ağır olacaktır.
Bilgi ve yüksek takdirlerinize DİKKATLE ve ÖNEMLE saygılarımla arz ederim. 09.06.2021
Tahir ZAN
Ziraat Teknikeri