
Tahir ZAN - Ziraat Teknikeri
TÜRKİYE EKOSİSTEMİ ÇÖLLEŞİYOR
Türkiye kalkınmaya dayalı teknoloji, sanayi, endüstri ile modern teknik tarımı geliştiremeyip, sahip olduğu elverişli iklim faktörlerini bilinçsizce fırsata dönüştürmeyerek, sürdürülebilir ve uygulanabilir tarımla kalkınmayı amaç edinmiyorsa sorun var demektir.
Ülkemizin umudu, hayatı ve geleceği ORMANLARIN, önce yakılması sonra hava şartları vb. bahane edilerek söndürme işlemine bir şekilde ara verilmesi, ertesi güne bırakılması manidar olmakla, arka planla öngörülen hektar bazındaki ormanlar iyice yandıktan sonra yapılan söndürme şovları, tarafımca acıyla izlenmektedir.
Tabiatı bilerek ve isteyerek mahvettiniz, HUKUKSUZA neden çevreyi tahrip ettiniz, doğal afetlere yeterince zemin hazırladınız, sınırlı durumdaki 1.,2.,3. sınıf tarımsal arazileri nasıl koruyamadınız, tarım alanlarını tarumar ederek neden böldünüz, betonlaştırdınız, arazileri işgal ederek amacı dışında niçin kullandınız. Sebebiyet verenler ile göz yumanlar belli olmakla, DOĞANIN GERİ DÖNÜŞÜMÜ acımasız olacaktır.
Hukuksuzca yapılan kabul edilemez tarımsal faaliyetlere bağlı, toprağa salınan kimyasal atıklar, kirlilikler, ölümcül hormonlar, toprak-su-rüzgar erozyonuna bağlı toprağın mekaniği, fertigasyonu, fiziko-kimya-biyolojik yapısı, mekaniksel dinamik özelliğinin bozulmuş olması, ürün vermek zorunda olmayan muzdarip BİTKİLER ile ağlamaklı HAYVANLAR tarafından hoş karşılanmamıştır.
Yaşam alanları korunamayıp göçe zorlanmış görgü tanığı hatırı sayılır göçmen kuşların göç rotasını, ağır kayıplar vererek denizler üzerinden yapması, kızgın ve öfkeli gizemli TOPRAK ile karşılıksız hizmet ve katkı sunan mukaddes BAL ARILARI tarafından da hoş karşılanmamıştır.
Yaşam kaynaklarını barındıran ormanlar, kıyı şeritleri, doğal yapılar, mülkiyeti Hazineye, Ormana ait yerler ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler, haksız ve hukuksuza neden tarumar edilerek işgal edildiğini sorarlar?
Tarımda yaşanan haklı kopmalar sonucu, hızla artan kontrolsüz nüfusun istihdamı, ekonomik ve sosyal gelişmeyi etkileyen işsizlik, barınma, geçim sıkıntısı, açlık, kıtlık, yoksulluk, sefalet trend çıkmazı yaşanacağını, 17.02.2016 günlü "Entansif Üretim" ile 22.04.2017 günlü "Üretime İnanmak" konu başlıklı yerel makalemde belirtmemin nedenini şimdi anladınız mı? (Google)
Mevcut durum analiz verileri, Ülkemizde hangi konjonktüre göre güya büyükşehir tartışılır olmakla, sürdürülebilir tarımsal kalkınma faaliyetleri yapılmayıp, RANTA dayalı tarım alanlarını bölmek suretiyle yerleşime uyarlanması, hayalet ölü yatırımlara dönüşmüş atıl durumdaki sayısız işletmelerden anlaşılmıştır.
Açıklama yapmamın nedeni, Türkiye'de tarımsal yapı ve yanlış mekanizasyonlar teknik şartlara haiz değilse, tarımsal uygulamalar, yenilikler ve farkındalıklar bilinmiyorsa, amaca uygun faaliyetler çözümsüz halde yürütülemiyorsa, insan-hayvan işgücü, üretim, maliyet, önemsenmiyorsa, çaresiz halde görgü tanığı hatırı sayılır ÜRETİCİLER ne yapsın?
Deşifre etmemin gizli nedeni, belalı üreticiler açısından, hangi konjonktürde güya iyi tarım, organik tarım, sertifikalı tarım yapan işletmeler dahil, toprak tahlili, ürün analizi vb. her üretim yılında alınan numunelerde, laboratuar tasdikli kimyasal kalıntı ile GDO'lu ürünler tespit edildiğinden, çökmüş tarım kabusu yaşayan Ülkemizin değerli TÜKETİCİLERİN vay haline vay.
Ülkemiz tarımı, dinamik teknik bilgi ister, uygun iklim ve toprak, sermaye, yatırım, modern yapı ve tesisler, mekanizasyon, üretim, faaliyet, deneyim, tecrübe, kültürel tedbirler, biyolojik mücadele, analiz, güvenilir gıda, standartlık, araştırma, uygulama, işleme, değerlendirme, müşteri memnuniyeti, vb. profesyonel anlamda DENETİM, MUAYENE ve KONTROL ister.
Network analiz verileri, Ülkemizde pazarlama kabiliyeti yüksek, arılı tarıma dayalı STANDARDA uygun üretim/ürün yapılmıyorsa, tarımsal ürünler ölümcül kimyasallara bulaştırılmış halde güvenilir olmaktan çıkmışsa, insan sağlığı açısından tehlike oluşturduğu analiz verilerince bilindiği halde, piyasaya sürülüyorsa, kalite ve standardı anlamayan eğitimsiz-eğitimli ile bilinçsiz-bilinçli masum olmayan TÜKETİCİLER, belalı ÜRETİCİLER ile UYGULAMAYANLAR tarımın geleceğine asla yön veremez.
Avrupa'nın insanları sakat bırakıp ölümlere neden kullanımını 147 yıl önce yasakladığı ölümcül kimyasalları, bir şekilde kalıntı içeren TATLI ZEHİRLİ ürünlere bulaştıran, fabrikasyon SAHTE BALLARI da bal arıları yapmış gibi TV'lerde teşhir ederek kendi insanlarına yediren, Dünyada Türkiye'den başka bir ülke yoktur. Yazıklar olsun
Gelinen noktaya baktığımda, Türkiye'de toprak-su analizi dahil, aynı anda bir meyve ağacının tek dalından alınan ürün numunelerin gönderildiği (kapama bahçe ayrık) 4 ayrı şehirdeki laboratuar analiz sonucu farklı çıkıyorsa, kalıntı içerikli ürünler iç piyasada tüketiliyorsa, ihraç edilen ürünlerin analizi Türkiye'de uygun uyarlanıp, gümrük çıkışında veya ihracatı yapılan Ülkelerde analiz sonucu KALINTI İÇERDİĞİ tespitli olduğundan, ithalatın iptal edilmesinde, kimse kusura bakmasın döviz kaybı açısından DEVLETİMİZ sorumludur.
Neticede; Ülkemizin Uluslararası platformda kalkınması, yatay ve dikey jenerik büyümeye esas gelişmesi, tarımın geleceği ile ölçüldüğünden, yaşanan iklim değişikliğine neden TÜRKİYE EKOSİSTEMİ ÇÖLLEŞMEYE doğru acılarla sürüklenerek, gerek kurak gerekse yarı kurak bölgeler ile havzalarda çölleşme etkisi başladığından, yüksek analizle Ülkemizin SU FAKİRİ olma yolunda yaşanacak ve görülecek çapraz SPOİLER fikrime dikkat çekmek istedim.
Sonuç; Gelişmiş Ülkeler tabiatı severek doğaya güzellikler katarken, coğrafi, topografi ve demografik yapısı itibariyle, yanlış ve hatalı tarımla başlayan uygulamalar ile ekolojik felaketler sonucu, doğa ve çevre korunamayıp, yatalak hasta durumda can çekişen Ülkemiz tarımı, çölleşmeye neden KURAKLIK DEĞİŞİM sürecine girmiştir.
Bilgi ve yüksek takdirlerinize DİKKATLE ve ÖNEMLE saygılarımla arz ederim. 18.08.2020
Tahir ZAN
Ziraat Teknikeri