
Ziraat Teknikeri Tahir ZAN
EKONOMİK KALKINMA NEDEN KONUŞULMUYOR
Ekonomik maliyetli giderlerin gelirleri, gelirlerin ve ödeme gücünün de çoktan aşıldığı, önlenemeyen sınırsız ve bilinçsiz borçlanmaların, fark edilmeyen gelir gider dengesizliğin, istihdama dayalı işsizlik sorunun had safhada olduğu, yüksek riskli borçların ödenmediği asla ödenemeyeceği Ülkemizde yaşıyoruz.
Günümüzde değişen bilimsel ve teknolojik gelişmeler olmakla, doğal kaynaklara asla zarar vermeden, insan-doğa arasındaki dengeyi, geleceğin yaşamına imkan verecek tarzda, bilinçli ve planlı esasen sürdürülebilir kalkınmaya dayalı kaynakların kullanılması,
Ülkemizin ekonomik, çevresel, doğal kaynaklar, sosyo-kültürel, çalışma ve kalkınma yapısının geliştirilmesi ve ilerlemesi, sürdürülebilir faaliyetlere dayalı üretimin ve milli gelirin arttırılması, esasen insanlarımızın yaşam kalitesinin yükseltilmesi tarafımca öngörülmektedir.
Gelinen noktaya baktığımda, Ülkemizde üretkenliğin niçin KONUŞULMADIĞI, hatta unutulmaya çalışıldığının devamında, geleceğe yönelik gereksinimlerin karşılanması ve sürdürülebilir gelişme gerçekleşmesinde neden tehlike, haklı kaygı ve endişeler hakimdir?
Neoklasik ekonomi teorisi gereği, ekonomik ve sosyal perspektif yönüyle incelediğimde, Bankacılık sistemi ile para politikasını kontrol altına alamayan Merkez Bankası faizi aşağı yönde çektiği halde, neden Hazine ve Bankaların umurunda bile değil?
Çünkü; Merkez Bankası Hükümetimizi desteklemek yerine, gerek üreticiler/tüketiciler açısından, gerekse yatırımcılar,/ alacaklılar, açısından, asla fayda getirmediğinden, /getirmeyeceğinden, Yüce Ulusumuzu ve Hükümetimizi sürekli zora sokmaktadır.
Fotoğrafa iyice baktığımda göreceksiniz ki, Ülkemizin iyi borçlarla bilinçsiz ve sorumsuzca yapılan tüketim harcamalarının daha da artacağına bağlı, gelirlerle asla karşılanamayacak sorunlu kötü borçların vatandaşlarımıza çok pahalıya mal olacağı, ekonomik büyümenin negatif yöndeki seyirli gelen sinyallerden açık ve net anlaşılmakla görülmektedir.
Ülkemizin sürdürülebilir ekonomik kalkınma stratejisinin yetersiz ve alternatifsiz olduğu tarafımca çok iyi bilinmekle, saklı kalmak kaydıyla, yüksek vizyonla avantaja dönüştürülmesi olası ekonomik rahatlama yerine, neden ekonomide daralma söz konusudur?
Çünkü; Ülkemizde yüksek girdi maliyetlerine bağlı esasen pazar ekonomisine dayalı üretim gerilemişse, üretiminiz yoksa, işsizlikle imkanınız ve geliriniz hatta ödeme gücünüz de yoksa, TUZAKLI İYİ BORÇLARLA KÖTÜ BORÇLARI KAPATMAK üzere yaşamak zorunda hayatınız kararmışsa, yuvanızı GELECEĞİNİZİ yıkmaya değer miydi?
Geleceğimiz için, gelişerek istihdama dayalı refahla büyümek için vizyonu kalmamış meçhul düşünceler yerine, Ülkemizin sürdürülebilir EKONOMİK KALKINMASININ konuşulması gerektiği salt spoiler fikrim ortaya çıkmıştır.
Bankaların geri dönmeyen alacaklarını zarar gösterip, VERGİDEN DÜŞÜRDÜKLERİ Ülkemizde yaşıyoruz. Böyle bir şey olabilir mi?
Bana göre; ÖDENMEYEN iyi/kötü BORÇLAR ne varsa, tarafımca çok iyi bilinen esasen DEVLETİMİZİN BORCU OLDUĞU halde, çapraz ileri risk fikir ayrılığım gizli ve saklıdır.
Geleceğini, umudunu, ümidini kaybeden vatandaşlarımızın borçlanma sınırı nereye kadar? Yetmez, Devletimizin kaybı ne olacak ve nereye kadar sorarlar?
Peki nasıl olacak?
Bana göre; Gerek aziz YURTTAŞLARIMIZIN gerekse nezih ÜLKEMİZİN DIŞ/İÇ BORÇLARI ne varsa, GELİR KAYNAKLARI asla aşılmayacaktır./aşılamaz.
Amaçsız, hedefsiz, pratiğini kaybetmiş teoriler yerine, Ülkemizin Sürdürülebilir EKONOMİK KALKINMASI her platformda konuşularak, saklı hayal edilemeyen yüksek vizyonla tasarımlı teoriler, uygulanabilir pratiğe dayatılacaktır.
Borçlar, PARA YARATMA MODELİNE DAYALI ise, iyi borçtur.
İyi de, fotoğrafa iyice baktığımda, iyi borçların, para yaratma modeline dayalı olmadığı anlaşılmakla, kötü borçlar çok net görülmektedir. Vay halimize vay vay.
Harcamaların gelirleri çoktan geçmiş ÜLKEMİZDE, yüksek risk unsuru oluşturan İYİ BORÇLAR, her zaman KÖTÜ BORÇ OLARAK TARİHE GEÇMİŞTİR. Çok yazık.
Neticede; Ülkemizin sahip olduğu potansiyel kaynaklarımızla, Ülkemizin tarım, sanayi, KAYNAKLAR ve ÜRETİM ekonomisini yenileyip geliştirmekten başka seçeneğimiz kalmamıştır.
Sonuç; Dış/iç borcu anlamsız ve yakışmayan vergilerle esasen dış borçla kapatmak zorunda kalan Ülkemizde İHRACAT KADAR, İTHALAT YAPMAK ZORUNDA kalınıyorsa, neden EKONOMİK KALKINMA konuşulamıyorsa, büyük sorun var demektir.
Bilgi ve takdirlerinize DİKKATLE ve ÖNEMLE saygılarımla arz ederim. 15.05.2016
Tahir ZAN
Ziraat Teknikeri