
Ziraat Teknikeri Tahir ZAN
SONSUZ GÜNEŞ - RÜZGAR ENERJİSİ VİZYONU
Teknolojik gelişmelere bağlı, kesintisiz olarak 100 yıla kadar çalışabilecek nükleer pil üretiminin gerçekleştirildiği Dünyamızda yaşıyoruz.
Günümüzde nüfusun hızla artması, sosyal kentleşmeye bağlı sanayileşmenin, gelişen ve değişen yeni teknolojileri kullanma gereksinimi nedeniyle, ENERJİ SEKTÖRÜ ön plana çıkmıştır.
Esasen; Atmosfer-Dünya ve Güneş olduğu müddetçe sonsuz yani tükenmeyen, çevreye zarar vermeyen, tertemiz, doğal, yenilebilir ve sürdürülebilir Güneş ve Rüzgar enerji kaynaklarının, nükleer enerjiyi geride bırakacağını dünya 300 yıldan beri biliyor.
Ülkemizde ise saklı kalmak kaydıyla, dışa bağımlılık yerine, neden coğrafik alanlarda kimse kusura bakmasın toplamda 200.000 Megawatt sürdürülebilir enerji, yani Deniz ve Karasal RÜZGAR potansiyeli, kaynak alanları ile hem ısı hem de enerji üretimi bakımından yüksek GÜNEŞ enerjisi potansiyeli mevcut olduğu halde, kimsenin umurunda bile değil?
Yenilebilir ve sürdürülebilir enerjiyi, günümüzde gelişmiş teknolojilerle, Rüzgar ve Güneş türbin aerodinamiğine dayalı 2 kuvvetle, hareket halindeki havanın kinetik enerjisini, önce mekanik enerjiye sonra elektrik enerjisine çeviren sistemlerle,
Bana göre; Stratejik anlamda Ülkemiz ekonomisine kazandırılmasının temelinde, milli mesele olarak öngördüğüm, neden güneş-rüzgar enerji türbin santrallerinin DEVLETİMİZ tarafından tesis edilmesi ve işletilmesi gerektiği çapraz ve ileri fikrim ortaya çıkmıştır.
Enerjinin kaynağı SINIRSIZ ve BEDAVA olduğundan, rüzgarın mülkiyet hakkı tüm ülke insanlarının milli meselesi ve ortak paylaşımıdır.
Bu anlamda, Mülkiyeti Hazine/Orman yani devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde, Rüzgar tribünlü bahçelerin, Özel Sektör tarafından tesis edilmesi ve işletilmesinin, Anayasaya aykırılığı söz konusudur.
Bir hakkın su istimali bakımından, benim saygıyla eğildiğim Değerli Halkımızın, Özel kurum ve kuruluşlarca bağımlı hale gelen, pahalı ve zorunlu enerjiyi tüketmek ve enerjiyi satın almak zorunda mecbur bırakılamaz.
Yani harç ve vergi alındığı için YATIRIM yapmaya gerek duyulmayacaksa, hizmet adı altında mecburiyete dayatılan pahalı enerji her daim sorun teşkil edecektir.
Gelinen noktaya baktığımda, yaşanan soruna bağlı, yatırımı olmayan ekonominin geleceğini pozitif yönde kazandırmanız asla mümkün olmayacaktır.
Enerji kaynağının sınırsız olması, küçük çaplı aile işletmeciliği ile bir kısım yerleşkeler ayrık, Güneş ve Rüzgar Enerjisinin esasen denizde olması gerektiği, Akdeniz Tuzlu Suyunu, İçme+Kullanma Suyuna Farkındalıkla Dönüştürme ile çözebileceğimi 13.07.2015 tarihli yerel makalemde belirtmiştim. (Google mevcut)
Popüler fikrimin temelinde, basınç gradyanı ile corriolis kuvvet arasındaki dengeyi sağlayan jeostrofik rüzgar etkisi altında kalan ve kıyı şeritlerine dayalı, basınç değişiminin dolayısıyla rüzgar potansiyelinin güçlü ve fazla olduğu Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz’de belirlediğim yer koordinatlı alanlar değerlendirilebilir.
Güneş radyasyonuna dayalı, havanın farklı sıcaklığının atmosferdeki basınç ile yeryüzündeki hava hareketi esasına yönelik, görüldüğü üzere, rüzgarın zaman zaman kesilmesi/esmemesi sonucu,
Pervanelerin dönmelerinden kaynaklı gürültü kirliliği ile hatırı sayılır göçmen kuşları, bitkiler, hayvanlar dolayısıyla insanlar üzerindeki coğrafik, jeolojik, topoğrafik, biyolojik, sosyal ve kültürel faktörleri açısından olumsuz etki yaşanması,
Esasen; Dünyamızdaki iklim değişikliklerine bağlı, rüzgar enerjisinin kesintili enerji kaynağı olması nedeniyle, ekonomik yüksek boyutlarının olumlu/olumsuz yönleri ve güvenilir hatta düzenli olup olmayacağı hususunda, devreye girebilmek için elektrik kaynağı gerektiğinden, rüzgar enerjisinin geleceği açısından fikir ayrılığım ortaya çıkmıştır.
Bu anlamda yeryüzündeki sıcaklık farklılıklarını dikkate alarak, yüksek maliyetli hibe değil hebalı rüzgar türbinlerini kafadan sapmalar yerine, uygun yöntem ve yüksek planlamalarla teknik ve ekonomik potansiyeli bilmeli ve iyice araştırılmalıdır.
Mevcut durum analizleri, gördüğünüz gibi Sebenoba ve devamla kuzey sınırı üzerinde anlaşılan hatalı olarak tesis edilen karadaki rüzgar santrallerinde, RÜZGARIN sürekli KESİLMESİ, fark edilmeyen ileri fikrimi desteklemektedir.
Neticede; Ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasının temelinde, neden Özel Sektöre ve dışa bağımlılık yerine, ileri teknolojiye dayalı KENDİ SANAYİMİZLE geliştirebiliriz,
Milli kayıp olarak öngördüğüm sonsuz ve doğal güneş ile rüzgar enerji türbinlerinin tercih değil, neden zorunluluk gereği DEVLETİMİZCE tesis edilerek işletilmesi gerektiğinin önemi ve ehemmiyetinin temelinde,
Sonuç; Fark edilmeyen sonsuz GÜNEŞ radyasyonuna bağlı, JEOSTROFİK RÜZGARIN analizli basınçlı güçlü etkisi olduğu halde, göreceksiniz ki YAKINDA ENERJİ PROBLEMLERİ YAŞANACAKTIR.
Bilgi ve takdirlerinize ÖNEMLE saygılarımla arz ederim. 07.03.2016
Tahir ZAN
Ziraat Teknikeri