
Ziraat Teknikeri - Tahir ZAN
BARIŞA BİTKİLERDEN BAŞLANMALI
İnsanların yaşam kaynağı bereketli bitkilerden sayısız nimetler sunan YÜCE RABBİMİZE şükretmeliyiz.
Bitkilerin gerek ışık reaksiyonları ortamında Karbondioksit CO2 hatta CO2 olmadan Oksijen O2 oluşturdukları, karanlık reaksiyonlarında ise çok farklı ve karmaşık karbon C metabolizma yapısını oluşturdukları bilinmektedir.
Klorofil taşıyan bitkiler fotosentez sayesinde, güneşin ışık enerjisini absorbe etmek suretiyle güneş ışığından faydalanarak, kimyasal bağ enerjisine çevirme döngüsüyle, bitkiler havanın Karbondioksit ve Oksijen dengesini akıl almaz bir şekilde korumaktadır.
Ancak; Fotosentezin miktarı ve hızı konusunda ışık ve ısı dahil birçok etken bulunmakla, elimizde bugüne kadar bilimsel olarak kanıtlanmış somut bulguya henüz ulaşılamamıştır.
Bana göre, Bitkiler açısından Fotosentezin gizemli yapısının asla çözülemeyeceği yöndedir..
Çünkü; Bitkilere istediğiniz kadar ışık enerjisi ya da karbondioksit CO2 verin. Göreceksiniz ki bir noktadan sonra neden oksijen miktarı ya da karbondioksit miktarı hatta fotosentez hızının dahi asla ve asla artmayacağı görülecektir.
Keza; Klorofil farklı dalga boyundaki ışıkları yani tüm renkleri aynı oranda asla soğurmuyor./soğurmaz./soğurmayacaktır.
Klorofiller neden bütün renkler arasında sadece yeşil ışığı en az soğurduğu için klorofil taşıyan bitki dokularının hep yeşil olarak görülmesinin gerçek nedeni budur.
Dünyamızda fotosentez sayesinde atmosferde Oksijen gazı O2 birikmeye başladı. Oysa ki dünyamızın ilk dönemlerinde serbest oksijen yoktu.
Şimdi ise atmosferdeki yaşam kaynağı Oksijenin neden Ozona dönüşmüş olduğunu sorarlar?
Hiç kimseyi ilgilendirmediğini çok iyi biliyorum.
Esasen, canlıların solunum yoluyla Oksijeni alıp, acaba bilerek isteyerek mi yoksa istemeyerek neden KENDİMİZE ZARARLI KARBONDİOKSİTİN dışarı salınmasında garip ve manidar derin bir ders vardır.
Çünkü yeterli depolanmış Oksijen stokunuz var öyle mi?
Yazıklar olsun.
OKSİJEN AÇIĞI İÇİN AĞLAMAKLI BİTKİLERLE DERHAL BARIŞIN,
Yetmez, doğayı koruyun. Açıkta kalan toprakları ne varsa her tarafı bitki örtüsüyle kaplayın.
Bunun için barışa bitkilerden başlanılması gerektiği sıra dışı fikrim ortaya çıkmıştır.
Bitkiler sayesinde FOTOSENTEZ OLMADAN yaşamı olanaklı kılan OKSİJENİN olamayacağı gayet açık ve nettir.
Bu anlamda; Dünyamızın geleceği için bitkilerin ve bitkilerin yaptıkları fotosentezin neden ve ne kadar önemli olduğu ön plana çıkmıştır.
Bilindiği gibi GÜNEŞ, BÜTÜN ENERJİLERİN KAYNAĞIDIR.
Ancak hiçbir canlı Güneşimizin ışık enerjisini doğrudan doğruya asla kullanamayacağı malum.
Bunun için güneşin ışık enerjisini değişik farklı enerji biçimine dönüştürerek güneş ışık enerjisinden faydalanılmaktadır.
Dünyamızda tüm canlıların yaşadığı canlı küre yani biyosferin enerji dönüşümü akıl almaz sadece ve yalnız FOTOSENTEZLE gerçekleşmektedir.
Foto ışık anlamında, sentez birleşme anlamındadır.
Fotosentezle besin üreten canlılar fotosentetik organizmalar olup, bunların çoğunluğu bitkilerden oluşmakta olduğunu bilesiniz.
Bitkiler besin üretim merkezi olan yaprakları vasıtasıyla, yaprakların hücreleri içerisindeki kloroplastlar ve içerisindeki pigment klorofil maddeleri sayesinde güneş ışınlarını toplamak suretiyle, farklı kimyasal enerjiye dönüştürüp havanın karbondioksitini indirgeyerek organik besinlerini sentezleyip besin üretmektedirler.
Üretilen besinler yapraklar vasıtasıyla diğer bölümlere ve bölmelere aktarılır.
Esasen, fotosentez tüm canlılar açısından önemli bir olaydır.
Çünkü; Bitkiler kendi besinlerini, kendileri yapmak üzere tasarlanmışlardır.
Bunun için güneşten faydalandıkları güneş enerjisini, kimyasal enerjiye dönüştürebilecek sistemli bir mekanizmaları mevcuttur. Tıpkı radyo frekans dalgalarını ses enerjisine dönüştürdüğü gibi.
Yani sevimli ve hatırı sayılır yeşil bitkiler, yapraklardaki kloroplastlar ve pigmentler sayesinde bildiğiniz aynen bir fabrika gibi organik madde üretmektedirler.
Olağanüstü güzelliklere ve karşılıksız katkılara rağmen, insan kaynaklı bilerek ve isteyerek merhametsizce yapılan tahribatlar sonucu, yaşam kaynağımız ağlamaklı bitkilerle insanoğlunun yüzleşmesi gerektiği sıra dışı fikrim ortaya çıkmıştır.
Bunun için yaşamı yaşanılmaz hale getirilmiş bitkilerle iyi geçinme yükümlülüğümüz vardır.
Doğamızda bitkilerin haklı gerekçeleri baz alınarak, yaşamamızı borçlu olduğumuz bitkilerle birlikte barış içerisinde yaşamaktan başka seçeneğimiz ve çaremiz kalmamıştır.
Dünyamızın geleceği için zaruriyet gereği barışa neden önem ve ehemmiyet arz eden bitkilerden başlanılması gerektiği, farkındalıklı çapraz fikrim ön plana çıkmıştır.
Çünkü; Mevcut durum analizleri biyolojik doğal dengenin insan kaynaklı yanlış tarımsal uygulamalar sonucu, olumsuz yönde etkilenmiş olduğunu ve bitki örtüsünün tahriplerle bozulmuş olduğunu göstermektedir.
Geleceğimizi haksız gerekçelerle bilerek ve isteyerek yaşanılmaz vahim hale getirdiniz.
Böyle bir şey olabilir mi?
Gözle görülen görülmeyen gerek faydalıların, gerekse zararlı bilinen ancak faydalı oldukları fark edilmeyen zararsız zararlı faydalıların, tehdit altında bulunan ağlamaklı bitkilerle yakın ilişkileri neden halen engellenmektedir?
Bitkilere, hayvanlara, toprağımıza ve çevremize yapılan kabul edilemezlere karşı beklenmedik doğanın acımasız etki ve tepkileri söz konusu yaşanacaktır./beklenmektedir.
Çünkü; Bitkilerin ve hayvanların karşılıksız hizmetlere dayalı katkılarından, insanların ders almadıkları, asla almayacakları manidardır.
Sonuç; Geleceğe yönelik doğal denge için, insan kaynaklı tahribatlar sonucu, bir şekilde küstürülmüş bitkiler yönüyle, BARIŞA yaşamamızı olanaklı kılan BİTKİLERDEN BAŞLANMASINDAN başka seçeneğiniz kalmamıştır.
Bilgi ve takdirlerinize ÖNEMLE saygılarımla arz ederim. 16.02.2016
Tahir ZAN
Ziraat Teknikeri