
Ziraat Teknikeri Tahir ZAN
HAYATIMIZA İHANET EDEN BİLİNÇSİZ ÇEVRE BİLİNCİ
Yapılmaması gerekenleri vicdansızca ve merhametsizce bilerek ve isteyerek insan kaynaklı çevresel kirliliklerin iklim üzerindeki çok tehlikeli etkilerinin kabulü ve teyitle, yaşam olanaklarını sağlayan doğamızın göz göre göre sıra dışı katledilip, cehenneme çevrilmesinin anlaşılan hiç kimseyi ilgilendirmediğini,
Çünkü; Güya eylemsiz eylemli stratejilerin yaptırım gücü olmadığından, naklen izlediğimiz bu kaçıncı konseyli müzakereler olmadı yeniden hangi ülkede daha ne kadar konferansların düzenleneceğini,
Sanki siyasi diplomatik sapmaların sahnelenmesine zemin hazırlanmış gibi, göstermelik niyetsiz niyetli katılımcı ülkelerin konsey/konferans mutabakatlarının, geçerliliğini yitirmiş tıpkı “Uluslararası Kyoto Sözleşmesi/Anlaşması” yok hükmünde önemsenmeyerek göz yumulmasıyla, artan küresel ısınma ve sera karbon gazı salınımlarının,
Bana göre; Dünyamız ısınarak soğuyacaktır.
Neden; İklim değişikliklerine davetiye ile haklı zemin hazırlanmasının, günümüzde hem küresel kararlar ve zorluklar ile ne denli küresel riskler oluşturduğunu adama sorarlar?
Oldukça acılı ve sorunlu garip bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlık başta olmak üzere, güzelim cenneti göz göre göre cehenneme çevirerek, geleceğimize ihanet edildiğini çok iyi biliyorum.
Kimse kusura bakmasın, zaman bazında geç kalınmakla, daha çok ararsınız. Çünkü, geri dönüşümün imkansız olduğunu, sayısız makalelerimle dünyaya seslendiğim ispatlıdır.
İnsanlığın; Dünyamızda hızla yaşanan aşırı nüfus artışı sonucu, plansız günü kurtarmaya yönelik hızlı kentleşme modeli, doğru bilinen yanlış tarımsal uygulamalar, eğitimsiz eğitimli medeniyetten uzak bilinçsiz çevre bilinçli yaşam ruhuna sahip şahsiyetler, sağlıksız endüstrileşmede ısrarla sıkıntılı ve garip ekonomik gelişme süreçleri,
Güya bilim ve teknolojiye dayalı gelişmelerde, çevre sorunlarının beraberinde büyük risk ve tehdidi getirebileceğine göz yumularak, kabul edilemez biçimde doğal yapı bozulduğundan,
Hiç bir ülkenin/kişilerin evrensel hukuk gereği; “Yaşamamızı olanaklı kılan inanılmaz değerli varlığımız güzelim ÇEVREMİZİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEĞİMİZ İÇİN, bilerek,/isteyerek bir şekilde kirletmeye, topoğrafik yapıyı bozmaya, katletmeye dayalı yok etme hakkı ve lüksü yoktur./olamaz.
Çünkü; Nüfus artışının doğal çevre üzerindeki etkilerinin giderek artması nedeniyle, doğal kaynakların tükenmesine ramak kala ekolojik denge bozulmuş durumda, toprağın, soluduğumuz havanın ve içtiğimiz suların hızla kirlenmesi “ÇEVRE” konusunu ön plana çıkarmıştır.
Bunun için; Toprak, hava, su olmakla tüm canlı/cansız varlıkların kendi kendine kirlenemeyeceğinden dolayı, günümüzde insan kaynaklı ortaya çıkan kirleticilerin cins ve miktarlarındaki aşırı artış nedeniyle, her şeyimiz olan çevremizin tabii yapısı bozulmuş durumda, dünyamızın geleceği tehlike altına girmiş durumdadır.
Kimse kusura bakmasın, çevremizi korumaya yönelik EĞİTİM küçük yaşta başlatılmayıp, nedense çevre bilgisi olmayan, tutum ve davranış sergilemeyen insanların insafına bırakılmış olduğu, bu nedenle çevrimizi temiz tutma, koruma zorunluluğu ve sorumluluk gerektirdiği gerçeğinin temelinde,
Kirleticilerin neden olduğu iklim değişmeleriyle, hava kirliliğine bağlı ozon tabakası yeterince inceldiğinden, doğal afetlerin yaşanılacağının kaçınılmaz olduğuna işaret ettiğinin, sürpriz olmayan acı ve garip gerçeklerin yaşanabileceğini göstermektedir.
Mevcut durum itibariyle; Yeryüzünde yaşanan çevre problemleri yönüyle, bitki örtüsünün/ormanların olmayışına bağlı, enerji ve su kaynakları hızla tükenmektedir. Hatırı sayılır canlı türler göçe zorlanmış halde, yeterince yok olmuş/azalmıştır.
Çevre; Bize korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere en güzel şekilde devredilmesi gereken emanettir. Canlıların davranış ve yaşamlarındaki olumsuzluklara neden olan etkenleri, sebebiyet-sonuç ilişkilerine dayalı illiyet bağı üzerinden, asla çevre sorunları risk ve tehdit olarak algılanmamalıdır.
Dünya insanlarına çevre bilincinin aşılanmasının kısa zamanda gerçekleşmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, oldukça erken yaşlarda başlatılmasının, sevgi ve şefkatin kazandırılabileceği gerçeğini görmek ve anlamak zorundasınız.
Bunun için; Çevresinde gelişen olaylara duyarlı, çevre sorunlarının çözümüne yönelik düşünen, çevreye sahip çıkan, sorgulayan ve fiilen çaba sarf eden bilinçli bir toplum oluşturularak, yaşadığımız çevreyi lokal olarak değil, global yönüyle görmek, doğayı anlamak, doğadaki yaşantıları bilmek ve doğayı tanımaktan başka seçeneğimiz kalmamıştır.
Geleceğimize ümitle ve daha güvenle bakmak için, zaruriyet gereği tüm canlıların yaşam alanlarını bozmadan, tehditle,/ölümlerle yok ederek,/sayarak değil, birlik beraberlik içerisinde güzel düşüncelerle öncelikle kendimizi, tüm canlıları severek, doğamızın,/çevremizin korunması, geliştirilmesi, iyileştirilmesi ve doğru çevre bilincinin aşılanmasına yönelik, gönülden sevgiye/saygıya dayalı, huzur ve mutlu bir yaşama olanağı varken,
Neden; Mülkiyeti Yaradan “YÜCE ALLAHA” ait Cennet olarak teslim ettiği Dünyamızı, insanları bir şekilde öldürmeye yönelik, kabul edilemez eylemli faaliyetler üzerinden cehenneme çevirerek, üstün hak iddiasında bulunamazsınız. Ne denli akan insan kanına ihtiyacın mı var diye adama sorarlar.
Göreceksiniz ki, gün gelir sebebiyet verenler, yardım edenler, göz yumanlar, vahşetli vahim eylem yapanlar, halen teşvik edenler azap ve helaktan asla kurtulamayacaklardır.
Yaşamı olanaksız kılınmış Mars Gezegenini, yakındır kısmen LUT KAVİMİNİ hatırlatma zaruriyeti gereği ihtiyaç hasıl olmuştur.
Sonuçta; Güzelliklere dayalı dünya barışını, geleceğimiz için özlenen yaşama ruhunu pekala neden olmasın. Tüm dünya insanlarına, olumlu ve kalıcı davranış değişiklikleri kazandırmaya davet ediyorum.
Bilgi ve takdirlerinize BUNDA BİR DERS VARDIR saygılarımla arz ederim. 10.12.2015
Tahir ZAN
Ziraat Teknikeri